Futbolu severdim aslında, bakmayın soranlara her sene farklı bir takımı tuttuğumu söylediğime; elbette bunun döneklik olduğunu bilecek kadar sokaklarda top koşturmuşluğumuz vardır. Şikeden felan bahsetmiyorum, çok da önemli değil şikenin ayyuka çıkması. Topumuzu çaldıklarından beridir küskünüm futbola. Tanışmamı hatırlamasam da yeni yürümeye başladığımda olmalı. İlk adımımda önüme yuvarlak bir cisim koyup (genelde turuncu olan plastik toptan tutunda, buruşturulmuş kağıda, birbirinin içine geçirilmiş çoraba kadar milletimin irfanındaki yaratıcılık kabiliyeti kadar geniştir bu yuvarlak cismin menşei) hadi oğlum gol yap nidalarıyla amatör futbol hayatına girmişimdir. Çocukluğumun ve gençliğim yegane uğraş alanına aşağı yukarı bu ritüeller eşliğinde girmiştir tüm yaşdaşlarım. İlk futbol maçına babamın omuzlarında gittim. Siyah beyaz atkıyı (Aksaray sporun renkleridir kendileri) büyük bir gururla sarmıştı babam boynuma; erkek evlat sahibi olmanın…
" Karga Tulumba da Denebilir! "