“…Brezilya ırmaklarındaki o küçücük balıklardan söz edildiğini herhalde işitmişsinizdir, hani binlercesi ihtiyatsız yüzücüye saldıran, birkaç saniyede onu küçücük lokmalarla yiyip bitiriveren ve ortada tertemiz bir iskeletten başka bir şey bırakmayan balıklardan? İşte böyledir onların örgütlenmesi. ‘Temiz bir yaşama razı mısınız? Herkes gibi?’ Evet diyorsunuz doğal olarak. Nasıl hayır diyebilir insan? ‘Tamam. Sizi temizlerler. Bir iş, bir aile, örgütlenmiş boş zaman, işte budur.’ Ve küçük dişler tene saldırır, kemiklere kadar yer. Ama yanlış söyledim. Onların örgütü dememeli. Bizim örgütümüz bu, eninde sonunda: Kim kimi temizleyecek!”
Albert Camus, Düşüş
Su altı hayatına bu derece ayak uydurabileceğimizi hiç kimse tahmin edemezdi. 80-90 yıl boyunca hiç su yüzüne çıkmadan yaşayan insanlarımız var. Bu insanlarımız, ortalama 30 yaşından sonra kendi bünyelerinde ikişer solungaç geliştiriyorlar. Solungaçları geliştikten sonra da buruna hiç ama hiç ihtiyaçları kalmıyor, zaten doğal bir sonuç olarak burunları köreliyor. Ama bundan hiç korkmayın, su altı hayatında körelmiş bir burunun daha estetik durduğuna sizi ikna edeceklerdir. Su altında, körelmiş bir burun elbette ki daha iyidir.
Su altında yaşamak için en gerekli organ olan solungaçları kendi vücudumdan nasıl geliştiririm?