İçeriğe geç

Yazar: Alperen Gökçe

Sol Koluma Saplanan Şarapneller-II

10681916_10153189306018986_428579690_n

“Ne diyebilirsin ki” dedi. “Her şeyin bittiği bir noktada ne diyebilirsin.”

Soru işareti koymadım, çünkü soru olarak söylenmedi bu cümleler. “Diyecek hiçbir şeyin yok” yada “durumu değiştirmeye değer diyecek hiçbir şeyin yok” cümlelerinin atarlı zaman çekiminde soru(mtrak) hali…

“Kalbimin kırıklarından, bir hayale yama yapabilir misin” dedi akabinde.

Düşündüm “ne diyebilirim” diye… Desem neyi değiştirebileceğim diye,

Düşündüm….

“Önce ölü çocukları gördüm. Ardından ölü adamları ve kadınları… Sonra onların da çocukluğunu gördüm. Anneleri ve babaları belirdi arkalarında.

Çocuk dedim ya işte; defterimin doğusunda hep bir kan izi. Her daim Mirzahid damlar oraya. Göğsünün altında cenneti taşırdı, yürüdü göğsünden içeri Mirzahid. Dünyaya on iki yaşı kaldı…

Sol Koluma Saplanan Şarapneller-1

417188_208748989226460_1938204504_n

Yağmur yoktu. Dolunay da yoktu. Sıradan bir akşamdı. Her otobüste yerim aynıydı ve ben yine yerime oturmuş kitabımı okuyordum. Karanlıkta görebileceğim yer sadece ışığın yöneldiği yer olacağından, yerim hep koridor tarafıydı. Böylelikle yolu izleyebiliyordum. Yan koltukta bir bayan yanı boştu. Hepimiz hareket için o boş yerin sahibi olan münasebetsiz bayan yolcunun gelmesini bekliyorduk. Aslında ben beklemiyordum, sadece kitabımı okuyordum. Sonra otobüse, kalabalıkta söylenmenin verdiği cesaretlerle çıkan “cık cık” homurdanmalarıyla biri bindi. Aslında halimden bir şikâyetim yoktu. Çünkü geç kalma telaşı yaşayacağım bir sebebim yoktu. Ama yine de kızmıştım bu bekletilmeye. “Kim bu münasebetsiz” diye iç geçirerek kaldırdım kafamı, sonra geri indirdim. Tekrar baktım, tekrar yönümü çevirdim. Asıl münasebetsizliği, O’na bakarak yapmıştım. Kitabımı okuyayım dedim ama yine O. Sanki çıplak gözle kaynağa bakmıştım da her yerde aynı parıltıyı görüyordum. Göz göze geldiğim için özür dilemem gerekiyordu. Yok yok… O benden özür dilesin. “Bu gözlerle sadece yere bakılmalı, yasak ulan kesici, delici yahut ateşli silah taşımak. Sen nasıl da gözünü gözüme değdirirsin.”  demeliydim O’na….

Bitmedi yol… Bitmesin de zaten. Kitap da bitmedi. Bir şeyler söylemeliydim. Ya O’na haddini bildirecek bir şeyler söylemeli yada yalvarmalıydım. Ortası yok. Sonu kuvvetle muhtemel var. Başını anlattım zaten. Böyle adını falan sormak gibi değil. Kitabın ortasından bir şeyler söylemeli ve hemen akabinde yakmalıydım kitabı.

Tüm Durumlar Sabit

386881_10201027370434853_540085478_n
Zannediyoruz ki; kışın soğuktan ölenler
Yazın hakikaten yaşıyorlardı…
Hâlbuki ekonomiye hiçbir faydası yoktu
Donarak ölen bir bebeğin,
Enflasyon sepetindeki katı meyve sıkacağı kadar.

Durdurun artık, artmasın daha fazla gelir
Artıkça ağırlaşıyor,
Düşerse rezil oluruz, yerler hep kir
İşte köşede ölüyor biri
Sebebi başına düşen milli gelir