İçeriğe geç

Düşünmek Sadece Gak’ladığında Öldürür Kargayı!

Kelimeler, Albayım. Bazı anlamlara gelmiyor.                                                                                                                 OĞUZ ATAY /TEHLİKELİ OYUNLAR

 

 

Düşünmek insanlığın yazgısı.

Özgürlüğü ve de mahkumluğu…

Somutlaştırarak düşünebilen insan, etrafı denizlerle çevrili hapishanenin, en derin zindanında. Açlık, pislik ve çaresizlik içinde ölümünü; düşüncesinin son bulmasını beklemekte. Karnı verilen azığı kadar tok, adımları duvarların merhamet ettiği kadar çok.

Kelimeler, mapushane. Kelimeler, engel, aşılmaz dağ…

İnsan somutlaştırır, kelimelerle hayat buldurur düşüncesine. Kim bilir kaç çalınmış hayat var düşüncelerimde, kaç ölü gömülmüştü idrak tarlasına.

Kaç ruh sıkışmıştı cesede ve kaç ceset ruhsuz kalmıştı zihnimde. Mevlana’ya sormuşlar ‘’Aşk nedir?’’ diye. ‘’Ben ol ki bilesin’’ demiş. Ne ruhunda ki aşka kıyabilmiş, ne aşkın ruhuna.

Anlamları çalınmış ve anlamlar yüklenmiş kelimeler… Vatan dendiğinde, ne anlamlar yüklemiştik harflere. Kaç zamandır saldırıyorlar anlamlarımıza, kaçıncı cihan harbi patlak veriyor bir bilseniz zihinlerimizde. Düşünmek yasak elbette özgürce. Hayır diyor beriki hayır, o anlama gelmez, o kelimenin manası. Suskunluk özgürlüğün bedeli, fütursuzca düşünmenin kalkanı.

Susmak özgürlüğün bedeli…

‘’İnecek var’’ çığlığını ilk kelimeler dolmuşunda atmıştık biz. Havsalamızda ne varsa alıp yanımıza, inmiştik yarı yolda. Kelimelerle başladı savaşımız.

Düşünmek sadece Gak’ladığında öldürür kargayı!