İçeriğe geç

Başkası Olma Kendin Ol! (Ne Alakaysa)

“Söze ben diye başlayan enaniyet ve kibir sahibidir” genellemesinden bıktım. Ben bıktım yahu, bıkmayanınız varsa, hatta bu genellemenin tam da böyle bir gerçek olduğuna inananlarınız varsa, tek başına yapmış olduğu eylemlerden “biz yaptık” diye bahsetmeye devam edebilir. Edemez aslında, etmemeli, etmesin… Çünkü “ben”in yerine ikame edilen “biz” bu hallere getirdi bizi. Ah yine “biz” dedim, beni bu hale getirdi en azından, bütün benlerin toplanmasıyla hepimizi…

“Ne var lan halimizde” diyecek kabadayıya kibarca “ne yok ki halimizde” diye karşılık veriyorum. Cevaben “ben memnunum” diyecek elbet, sonra diyeceksin: “sen mi, siz mi?” Anlamayacak elbet. Zararı yok. O kabadayı anlasın diye yazmıyorum, o anlayacak diye yapıyor olsam, bahsine başladığım küfür meselesine hiç ara vermeden devam eder, küfrü sosyolojik falan incelemez, yazının başından sonuna kadar bütün gelmişe geçmişe söverek devam ettirir, anlaşılma derdimi açık ederdim. Anlatamadığında, anlaşılmadığında en yaratıcı küfürlerin altına sığınan kabadayı (yahu burada gözümüzün nuru kabadayılardan değil modernlerinden bahsediyorum, hani şu kabadayı tabirini ayaklar altına düşüren kenar mahallenin ağzı bozuk, ahlâkı yamuk bitirimlerinden) gibi davranırdım. Billahi yapardım.

İyi bir şey yaptığında hemen “ben yaptım” diyen ile eleştirilen bir şey yaptığında “biz yaptık” diyen halet-i ruhiyeyi anlarsak işimiz kolaylaşır. Yaptığı şeyi eleştireme diye ortaya koyduğu “biz” ölçütünü ben çok iyi anlıyorum. Ben anlıyorum da, o “biz”in içinden kendisini gören her hangi bir “ben” anlıyor mu, orasını bilmiyorum.

Yahu ferdiyetçiliği ululamıyorum size… O ayrı bir konu… Ben şimdinin işine geldiği gibi davrananlarına ayar oluyorum biraz. O da en tabii hakkım. O yüzden popülarite dedikleri illeti hiç sevmiyorum çünkü popüler olmak için baştan ayağa işine geldiği gibi davrananlardan olmak mecburiyetindesin. Birisini hak verirken diğerine haksızlık yapmak zorunda olduğundan popüler olma şansın yok, illa ki diğeri tarafından cehennemlik ilan edilirsin. Ha Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın, sen de haklısın” der üstüne de kadıyı da haklı bulursan ona diyeceğim yok. Nasrettin Hoca’nın verdiği hikmet bizim boyumuzu aşar.

Neyse ben yazdım amma sen de haklısın okuyucu. Zırvalar ile boğdum seni, biliyorum. Ancak sana ‘sen’ dedim bak, bu samimiyetimi asla unutma…