Kimi düşüncelerin karşı konulamayan bir şekilde; evrim geçirdiği ve insanoğlunun ne yazık ki bu evrime karşı koyamadığı haberi geçtiğimiz günlerde kamuoyunun gündemini epeyce meşgul etmişti. Evrimleşme sonucunda; kuklaların adaletiyle infaz edilen düşüncelerin yerini, hızla, virüslerin yaydığı hastalıklı düşüncelerin alması; toplumun belirli bir kesiminde büyük bir infial uyandırırken; çoğunluk, bunun bir komplo teorisinden ibaret olduğunu düşünmüştü. Çoğunluk temsilcisi yaptığı açıklamada; durumun abartıldığına ve hatta asıl bu paronayakça düşüncelerin hastalıklı düşünceler olduğuna, bu düşüncelere sahip kimselerin ivedi bir şekilde tedavi edilmesinin gerekliliğine dikkat çekerek; söz konusu kişilerin toplumda bir kaos havası oluşturmak suretiyle durumdan kendilerine vazife çıkartmaya çalıştıklarını dile getirmişti. Çoğunluğun bu tavrı karşısında daha da büyük bir vehamete kapılanlar, bunun üzerine kendi aralarında toplanmayı uygun görmüştü.
Bugün sona eren toplantının ardından yapılan basın açıklamasında grup sözcüsü; evrilmiş daha doğru bir deyişle yozlaşmış düşüncelerin bu topraklarda filizlenmesinin; hastalıklı bir düşünce sisteminin virüs misali yayılarak zihinleri zapt etmesi anlamına geldiğini ve bunun da sadece bireyler için değil toplum için de ölüm demek olduğunu, henüz bu yozlaşmaya karşı etkili bir mücadele yöntemi bulamadıklarını belirtti. Basın açıklaması sırasında; yeni dünya düzeninin zombileştirilmiş kuklalarının yükselişi karşısında, grubun ciddi kaygılar taşıdığı görüldü. Hastalığın; idrak iltihabı ile başladığı ve tepkisizleşme, duyarsızlaşma, sorgulamama ile kendini gösterdiği ancak hastalığın ileri safhalarına dair henüz net bir bilgi elde edinilemediği açıklandı. Bu durumun grup için ayrı bir korku kaynağı olduğu da gözlerden kaçmadı. Hastalığın ilk safhası olan idrak iltihabının başlamasıyla infaz edilen düşüncelerden sızan kanların, zamanla pıhtı oluşumuna neden olabileceği ve ileri safhalarda müdahale etmenin mümkün olmayabileceği vurgulandı. Grup sözcüsü; kendilerine süreci yaşayarak görmekten başka çare bırakılmadığını belirterek son derece üzgün bir şekilde basın açıklamasını sona erdirmek üzere iken; kendisine uzatılan not ile toplantı gündemine bomba gibi düşen bir son dakika gelişmesi yaşandı. Grup sözcüsü; “Öncelikle metanetimizi, inancımızı korumaya devam etmeliyiz…” diyerek sözlerine başladı ve korkulanın gerçekleştiğini, beynine giden damarların birine pıhtı gitmesi sonucu toplumun felç geçirdiğini açıkladı.
Hafızasını kaybetmiş olsa da suni gündemlerle beslenen, yönlendirilen bir akıla, bakan ama gösterilenin dışındakini görmeyen gözlere sahip olan toplumun durumu ciddiyetini koruyor… Refleks ve tepki mekanizmalarını yitirdiği belirtilen toplumun, felç geçirdiği için polyannacılık oynayan kukla bir toplum olarak varlığını sürdüreceği ancak bu şekilde de fazla yaşayamayacağı bildirildi. Bu şuursuzluğun sonunun “Otoliz”e varmasından korkuluyor. Hazmetmede sınır tanımayan geniş bir mideye sahip olan toplumun kendi kendini öğütüp yok etmesi her an gerçekleşebilir. Süreç, endişe içerisinde takip edilmekle beraber; toplumun telkinlere ve tedaviye cevap vermediği belirtildi. Toplumun yüreği kan ağlamasına rağmen gözünden yaş gelmiyor, gözlerinin önünde canından can alınmasına rağmen sesi çıkmıyor, bu haline edilen feryat figanları duymuyor. Toplum için Allah’tan şifa, felcin etkilemediği bireyleri için de Allah’tan sabır ve güç diliyoruz.