Tarifsiz Bi’Mutsuzluk
Etrafımdakiler tarafından şen şakrak, hayat dolu, hayırsever, iyiliksever, hayvansever, doğasever, sanatsever ve güzelsever biri olarak tanınmama karşın genelde, mutsuzum diyerek cevaplandırırım “nasılsın?” ve sairi soru kalıplarını… “ iyiyim, sen? ” in alternatifi yahut “ aykırılık ” olsun saikiyle verilmiş bi’cevap değildir bu kesinlikle… Olur olmaz gülüşlerime da aldanmamanızı tavsiye ederim. Bendeniz mutsuzluğumun tescilli olduğuna inananlardanımdır söylemesi ayıp. Ayrıca, gerçek cevabı almaktan çok sadece ve sadece sormuş olmanın önemli olduğu bi’dialoğun başlangıcı olan “nasılsın?” ve sairi soru kalıplarını canımı sıkan ve mutsuzluğumu ikiye katlayan gereksizlikler olduğunu söylersem çok ileri gitmiş olmam herhalde! ” Üstüne varma çocuğun, iyi değil bu aralar! ” cümlesinde ki çocuğum çünkü ben…
-Nasılsın?
-Mutsuzum
-Aaa, neden?
-Sebebi olmak zorunda mı?
-Olur mu öyle şey canım, vardır bir sebebi illa ki?
-Yok bi sebebi…
-Vardır, vardır hadi saklama benden…
-Şu an ki sebep sen olabilir misin acaba?
-Pislik!
-Güle güle, güle güle
-Nasılsın?
-Gerçekten merak ediyor musun?
-O nasıl soru tabi ki merak ediyorum.
-Anladıııım, çok mutsuzum lan…
-Hadi ordan eşek işin gücün var işte Allah’tan belanı mı istiyorsun daha?
-Allah tependen baksın senin yüzeysel manda!!!
-Terbiyesiz herif, senden adam olmaz…
-Güle güle, güle güle
-Nasılsın?
-Mutsuzum.
-Sorma birader bende öyleyim, dün gece uyuyamadım pek!
-La bi s..tir git !
-Noldu oğlum? Yine ayarın mı kaçtı senin?
-Güle güle, güle güle…
-Nasılsın?
-Mutsuzum…
-Onu biliyoruz başkaaa!
-Başkası mı var mal, mutsuzum işte!!!
-Sen hep mutsuzsun zaten başka?
-Mutsuzum diyorum daha ne olabilir acaba acaip merak ettim şimdi bak?
-Ne bileyim ben…
-İçeriden seni çağırıyorlar galiba…
Ender rastlanan bir durum olmakla beraber nasıl olduğumuzun, birileri için gerçekten önemli olduğu durumlar da vardır; fakat ne hazindir ki bu insanların sayısı azdır ve genellikle farklı coğrafyalarda ikamet etmektesinizdir… N’aparsınız ki hayatın bu türden cilveleri hayli fazladır ve yapacak pek de bi’şey yoktur… Öte yandan gündelik hayatın icapları gereği sık sık biraraya gelme mecburiyetinde bulunduğumuz insanlar vardır. Bu kütle için “mutsuzum” cevabı ilk defa duyulduğunda farklı bi’etki yaratabilir; fakat bir cevap olarak “mutsuzum” defaatle tekrarlanmaya devam edilince klasikler arasındaki yerini alır ve aslında “mutsuz” olmadığınız bunun sadece hayat mottonuz olduğu kanısına varılır. Artık kalabalıklara göre çok normaldir mübalağadan arındırılmış harbi cevabınız… N’aparsınız ki hayatın bu türden cilveleri de hayli fazladır ve yapacak pek de bi’şey yoktur… “Ne olurdu yani, yukarıda ki misaller yerlerini aşağıda ki misale bıraksaydı da mutsuzluk hakettiği gibi yaşanabilseydi…” ince sitemini edenlerdenseniz eğer, sadece okursunuz!!!
-Nasılsın?
-Mutsuzum.
-Kolay gelsin…
-Eyvallah…
Gidiyorum, gelmek üzre…
T.s.k,
[pro-player width=’530′ height=’253′ type=’video’ image=’http://www.itusozluk.com/image/edi-ile-budu_35342.jpg’]http://www.youtube.com/watch?v=dkGb8OJgz-k[/pro-player]