Şimdi, gecenin bu saatinde, tam olarak şu anda yani. İnsan ihtiyaçlarını ve bununla ilintili olarak vakit öldürme eylemlerini konu alan sayfalar dolusu saçmalığı bi’çırpıda geçirebilirim kağıda. Hatta sevmek denen “şeyle” bile bağlayabilirim konuyu, abartmıyorum bağlarım. Fizyolojik, biyolojik, psikolojik ihtiyaçlarımız var ve sonsuz ve çoğu soysuz maalesef gibilerinden üst tellerden tam bir otorite edasıyla giriş yapabilirim mesela konuya. Fizyolojik ve biyolojik ihtiyaçlarımızı tedarik etmezsek ölürüz veya ona benzer şeyler gelebilir başımıza diyerek bu faslı çok yüzeysel geçebilir; çoğunlukla psikolojik ihtiyaçlar üzerine eğileceğimi beyan eder, sonra insan çok tuhaf yaratık, şöyle ki; ihtiyaca bile zaman zaman ihtiyaç duyabilen tuhaf cins bi’varlıktır diyerek insanın tuhaflığını onulmaz başka bi’tuhaflıkla ispat etmeye kalkışabilirim. Fırsattan istifade eder “ İnsan; acizdir, muhtaçtır fazla artistlik yapmamalıdır…” aforizmasıyla ünlenen Ah Muhsin Ünlü’yü anabilir ayrıca Ah Muhsin Ünlü denen adamdan haberdar olduğum için ne kadar eksantrik bir kişilik olduğum intibasını uyandırabilirim yazıyı okuyanlarda. Ama yazının bizzat kendisi gibi bu gereksiz detayı da ileri derecede saçma bulduğumu çok rahat bilebilirim. Sonra, vakit öldürmek eylemlerinin haksız yere küçümsendiğini, küçümsenmesinin ne kadar da vahim bi’hata olduğunu beyan eder ve sakıncaları üzerinde biraz daha durabilirim. Vakit öldürmenin psikolojik ihtiyaçlarımızın önemli bi’bölümünü oluşturduğunu söyleyerek saçmalayabilirim. Bunların hepsini çok rahat yaparım, neden? Çünkü bi’şey yapmıyor, sadece bi’şey yazıyorum. Ardından sinemaya gitmenin, kitap okumanın, doğa gezilerine çıkmanın, şiir yazmanın veya okumanın, resim yapmanın, arkadaşlarla bi’şeyler içmenin ve belki de çılgınlar gibi tepinmenin ve falanın ve filanın 21. yy dünyasında psikolojik ihtiyaçlar çatısı altında değerlendirildiğini ve her ne kadar boş vakit değerlendirme olarak adlandırılsa da aslında bunların vakit öldürmenin en iptidai, en çakma versiyonları olduğu gerçeğini bildirebilirim. Çünkü; gecenin bu saatinde bi’şey yapmıyor, sadece bi’şey yazıyorum…Yazıyorsam eğer oturduğum bu yerden hemen kalkıp, üşene üşene sakal traşı olabilir, dişlerimi ve penceremin dibine çöreklenen kediyi fırçalayabilirim hatta fena halde zırvalayabilirim. Çünkü bazen zırvalamak, ivedilikle tedarik edilmesi gereken en temel ihtiyaçtır diyerek yazıyı çok manidar bir üç nokta ile tamamlayabilirim (…)
T.s.k,