İçeriğe geç

Ay: Ekim 2019

Endişesizler

Cenazede saf tutmuş, namazı yanlış kılmamak için gözlerini bir sağa bir sola çevirerek etrafını kontrol ediyordu. Bir an evvel çıkmayı düşünüyordu. Aklı, avlunun dışındaki tezgâhta gördüğü kavunlarda kalmıştı. “Kavunlar da iyiye benziyor. Zaten yandık öğlenin sıcağında, şöyle iyilerinden götürüp kesip buzluğa atacağım hemen.” diye düşünürken birden sorulan soruya “helal olsun” diyerek katıldı. Ölüyle arasında iki saf varken, ölümle arasında fersah fersah uzaklıklar vardı. Tabut başında kavun kokusu almanın hayata sıkı sıkıya sarılmakla da bir ilgisi yoktu bu adam için. Kendisi ve arkadaşları ölmediği sürece bütün ölüler ehemmiyetsiz ve normaldi. Bencilliğinden değildi asla bu düşüncesi. Mutluluk ya da acı verici vakalar kendisiyle etkileşime geçmeden, bunların muhakemesini yapma ihtiyacı duymazdı. Bi’nevi o pırıl pırıl zihnini bunlara yormazdı. Kendisini, kendisinden başka hiç kimsenin…