İçeriğe geç

Ay: Aralık 2017

Şarapneller-IX ya da Başlanılamayan Hikayeler Adına

Penceresinin önündeki çam ağacının dallarının arasından ay ışığını seyrediyordu. Çok uzaklardan gelen zayıf siren sesi, odasına belli belirsiz giriyordu ama düşüncelerinden kopmak için ihtiyaç duyduğu dikkat dağınıklığının tecessüm etmesine kâfi değildi. Yazmak ona şifa veriyordu. Fakat yazmak onu eritecek derecede yoruyordu da. Siren sesleri kesildi. Kendisini her şeyiyle bıraktı. “Bir hikâye yazmalıydım” diyordu “Göğün, ince ince döküp de yüksek sıradağların kuytularında değdirdiği yerde bembeyaz biriken karların hikâyesi. Esasında daha çok yılın dört mevsimi, dört mevsimin on iki ayı, on iki ayın her günü doğup da o kuytularda biriken kara, ışığını ve ısısını ulaştıramayan güneşin de hikâyesi. Kışın bembeyaz ekilen karın, pınara su olarak yürüdüğü baharın hikâyesi aynı zamanda. Bahar yağmuru sonrası yaylaya mantar toplamaya çıkan ve zirvedeki bembeyaz karı, usandığı…