İçeriğe geç

Hikaye İçinde Hikaye 4…

Duvarları sıvasız küçük bir oda, beyazla siyahın yer yer dans ettiği pürtüklü duvarlar…

Yirmi yirmibeş metre kare ya var ya yok, duvarın bir yanında tahta sedir, öteki yanında yayı bozulmuş hareket ederken sobanın çıtırtısına eşlik eden somya. Büyük ihtimalle aile yadigarı olan, televizyonu yükseltmeye yarayan konsol odayı tam ortalamış.

Kış gecesi yürekleri ve odayı ısıtmaya yetecek soba…

Anne, baba ve kız, karlı görüntüsüyle nostaljiyi tamamlayan televizyonda son günlerin popüler dizilerinden birini izliyor. Kız televizyondaki dikkatini dağıtmadan ‘’baba, ayakkabım eskidi ,yenisini alalım’’ diyor.

Baba; kızım ben boyarım yenilerim diyemiyor, her gün herkesinkini boyarken seninkini niye boyamayım, yenilemeyim diyemiyor. Çatlamış, nasır tutmuş, defalarca yıkamasına rağmen boya lekesi çıkmamış ellerini saklıyor, kızının dönüp bakmadığını bilmeyerek ellerini saklıyor. İlk defa utanıyor baba, kızına bakmadan ellerini saklıyor.

Olur kızım diyor içinden, yarın daha erken çıkarım, ayaza inat, hava aydınlanmadan çıkarım, sahi ayakkabılarını boyatacaklar da daha erken çıkarlar mı? Daha çok ayakkabı boyarım, gerçi ben seninkini boyar yenilerdim ama olsun başkalarınınkini daha fazla boyar seninkini gene yenilerim.

Ellerini bir kez saklamıştı bu güne kadar, kızı yaşındakilerin ayakkabılarını boyamıştı, onlarınkine daha çok özenmişti aslında, gençtiler daha güzel görünmeliydiler. Arkadaşlarının, eşinin dostunun ayakkabılarını da boyamıştı, hatta paçasına boya bulaştırdığı için azar yediği de olmuştu. Ekmek parasıydı gülüp geçmişti. Sırtının iki büklüm olduğunu dahi hayra yorar, kamburum eğilmek için zahmetten kurtarıyor beni, bu Allahın bir rahmeti olmalı diye içten içe dua ederdi.

Olur kızım diyor içinden, yarın daha erken çıkarım, ayaza inat, hava aydınlanmadan çıkarım, sahi ayakkabılarını boyatacaklar da daha erken çıkarlar mı? Ben gocunmam ama onlar boyatırlar mı, ya yağmur yağarsa kimse ayakkabılarını boyatmazsa, bugün daha bir güzel boyayacağım, paçanıza boya bulaştırmayacağım desem, kampanya,yapsam bir boyatana bir bedava desem bir kez daha boyasam daha çok kişi boyatır mı? Gerçi kızım ben senin ayakkabını da boyar yenilerdim ama…

Kızı sokakta görmüş arkadaşlarının yanında görmezden gelmişti, geceleri ellerinin sızısına birde yürek sızısı eklese de o da kızını görmezden gelmişti. Ellerini bir kere de veli toplantısında, sizin ayakkabı dükkanınız nerde diye soran hoca karşısında saklamıştı. Şehrin en uzak mahallesini tarif etmişti kızı için, dışarıda bıraktığı sandığını unutmaya çalışarak. Ellerini bir kez daha saklardı belinin arkasına kızına ayakkabı çıkarabileceğini bilseydi masallardaki gibi.

Kızı seslendi ‘’duymuyor musun baba ayakkabım eskidi yenisini alalım dedim’’. Duyuyorum kızım, duyuyorum. Yarın daha erken çıkarım,ayaza inat,hava aydınlanmadan…