İçeriğe geç

Seni Seviyorum Dememek İçin- 3 ”Zarafet”

u-kadin-yagli-boya

Ferhat Armut/ Ballad ”Kavramsızlık”

Zarafetinden bardağı üç parmakla tutan sevgilim…
Bu benim rahatsız olma isteğim midir?
Kalbimdeki odan hazır, anahtarı üstünde ve aralıklı;
Gıcırdayan nefesin, yüzüme vurur her seferinde
Kapanmaz, kilit tutmaz, ikna edilemez uyduruk kapısı.

Dualarımda yanlış anlaşılmaktan çok korkarım!
Anlatım bozukluklarıma rağmen ne mutlu ki kabul edilir
Yalnızlığa gömülmeden önce gururuyla yıkar bedenimi,
Sinir harbinde ve mühimmatım tükenmek üzereyken
Boğazımda düğümlenen bu şeyin Latince karşılığı nedir?

Belki zamansız bir tatil, belki de sadece uzun bir yolculuk
Kitaplarımın yerlerini değiştirmek de bana iyi gelebilir.
Sayı saymayı özlüyor insan; odaların önünden geçerken
Hepsi birbirine benziyor, sırtımda yüklerim, derdim sen.
Sonucu olmayan uğraşları pek bir severim.

Nazik bileklerine kalleş akrep zehrini kusmuş,
Ve meridyenlerle aramdaki bitmek bilmeyen husumet.
Daralmış yüreğimin üstüne ulu ağaçlar devriliyor sevgili!
Ağır teorileri, basitliğe tercih ederim geçmişten beri
O yüzden bulurum sabahın köründe bu yaratıcı küfürleri.

Sarı lambalı, balıkçı ağlı virane, deniz ve dolunay…
Dikkatimi dağıtma, iç açılarını toplamaya çalışıyorum.
Kıyafetlerimin içinde çok komik görünüyorsun.
Bu önümüze gelen balık, şimdi bizim seçimimiz mi?
Özenle seyrettiğimiz hayatımızın bir tekrarı yok ki.

Seni mucize olarak nitelemem benim koca bir cahilliğim,
Mucizeden ötede görüntü almak kimin haddine?
Işığın bazen fevkaladeye iki parmak taşarken yakalıyorum,
Ya da sonradan görmeyiz aşkın en sahicisini?
İşte bu anı parlatmak için, koca ömrü yaşamak gerekli.

Ruhumu, tarihi geçmekle suçlaman günahların en büyüğü,
Kılıfına sığmayan benim, etikette yazan yanıltıyor seni.
Belli ki hiçbir şeyi israf etmiyor kaderimiz,
Bir şekilde bitiveriyor her başlayan şey gibi topraktan.
Zarafetinden bardağı üç parmakla tutan sevgilim…