“Açıkça söylenmemiş olanlar, bir saz telinin uzaklarda tınlamasının yankılarında, insana belirli bir şekil çizmeyen seslerde ifade bulurdu” Seni güzel bir resme çizmişler. Yumru yumru elleriyle kalem tutan bir çocuğun beyaz sayfasına. Evinin arkasındaki dağlardan, evinin yanından geçerek giden bir akarsuyun kenarındaki ağacın altındasın. Ağacın gölgesi yok ama belli ki serinlik gelmiş üzerine. Telaş ve yorgunluk kalmamış gözlerinde. Seni yaşlandıran ne varsa, orada yok. Perdeleri, pencerenin alt köşelerine doğru açılmış ferah bir evin var. Yüzünde yüzlerce gülümseme. Gülüyorsun ve resimden çıkan bir el insanın kuru kalbine dokunuyor. Güneşli havada, sanki evin kalbinin attığını gösterir gibi bacadan çıkan duman, gülümseyen bulutlara süzülüyor. Çiçekler toprağı deler gibi çıkmışlar. Çiçeklerin yanında kabuğu özenle çizilmiş bir kaplumbağa. Belli, seni ikindi güneşi aydınlatıyor. Gözükmüyor ama başucunda…
" Karga Tulumba da Denebilir! "