İçeriğe geç

Ay: Şubat 2014

Niye dans ediyoruz ki biz

Bir varmış, bir yokmuş.  Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde;  pirelerin pireliğinden, develerin develiğinden rahatsız olmadığı garip bir ülke varmış. Bu ülkenin en büyük özelliği, her dönem büyük mazlumlarının olmasıymış. Herkes o veya bu şekilde mazlum olabilirmiş. İlginç olan şey, mazlumlar da birbirini hiç sevmezmiş. O an hangi mazlum grubu zarar gördüyse diğer mazlumlar da zalimlerle beraber,  oh olsun deyip, zafer dansı yaparlarmış. Zalimin mazluma verdiği zarar diğer mazlumların zaferi olurmuş ve çılgınlar gibi eğlenirlermiş. Ta ki sıra kendilerine gelene kadar…

Ülkede yıllar böyle akıp gitmiş ama günün birinde, birileri çıkıp: ‘’Biz zalimin zalimliğine karşı savaşacağız. Gelin zalime karşı beraber savaşalım’’ demiş. Mazlumlara bu durum yılların bıkkınlığı ile samimi ve mantıklı gelmiş. Bir çok mazlum grubundan büyük katılımlar, destekler olmuş. Fikir ayrılığından veya bu birlikteliğe güvenmediği için katılmayan mazlumlar bile; sonuçta mazlum olduklarından bu gruba düşmanlık da beslememiş.