İçeriğe geç

Nöbette Reçeteye Notlar-IV

Vahdettin hain miydi?

1500’lerin Batı’sını, ondan 400 yıl sonra yakaladığımızın en güzel örneklerinden bir tanesidir herhâlde. Gülerken de ağlarken de ölçüyü kaçırmayan ben sonunda sevgide de nefrette de muasır medeniyet seviyesine ulaşmış bulunuyorum. Tebrik etsenize!

Takım tutmak adına şiddeti de, sevmek adına cinayeti de o yüzden yapıyorum. Anlayın beni! Sıkıldım artık Doğu’nun aşırıya kaçmayan, uçlarda gezmeyen tavrından. Heyecan arıyordum bunca zamandır hayatımda ve buldum kime ne?

İtiraf ediyorum. Bıktım içimdeki mutluluğu yirmi masa ötedeki çiftin duymamasından. Cenazede üzülmüyor gibi sadece gözyaşı dökmek ayıp gibi geliyor bana. Bağırmalı, yan köydekileri bile acıma ortak etmeliyim. Evlenirken şehrin göbeğinde müziği cenazesi olan da gelsin düğünüme oynasın rahatlasın diye son ses açmıyorum. Bir kere evleniyoruz burada, ölenle ölünmüyor ya.

Evet ben bir Batı’lıyım dostlar. Sizi bilmem ama ben kafadan girdim Avrupa Birliği’ne. Ha bu arada orası da sadece ve sadece Hristiyanlar Topluluğu’ndan başka bir şey değil. Yoksa niye bizi almasın bunca zamandır değil mi?

Ama ben girdim Avrupa Birliği’ne. Hatta bütün Batı’yı tek bir potada erittim ve attım kendimi içine. Nerden nereye dostlar!

İşte böyle Amerigo! Senin yaşadıklarını ben de yaşatmalıydım. Önce kahramandın, sonra hırsız mı acaba dediler. En son sanki Yeni Dünya’ya ismini vererek seni ödüllendirecekler sandık ama hain oldun kaldın maalesef. Hele bugün çok daha üzülüyorum haline. Bilgi yarışmalarında insanları yanıltmaktan öteye geçemeyen bir şık olarak kaldın, üzgünüm. Aşırılıkların kurbanlığından terfi edemeden, Batı’nın yeniden hortlayan alışkanlığına terkedildin.

Hâlbuki önceleri çok değerliydin. Fakat tüketim toplumu seni de, ününü de yedi bitirdi. Tüketim toplumu mu? Konumuz o değil.

Selam ve dua ile