Tekrara düşmüş uyuşuk rüyalara uyumuş,
gürültülü kâbuslardan çıkmış olabilirim.
lakin top atsam da yahut füze; uyanmasın uyanmasın Papaz Efendi
Ki işinden gücünden olmasın pireler ve bilcümle haşerat…
Çünki bize lazımdır bu sağırlık, biraz da vurdumduymazlık
Katlanmak üzre kurulmuş madem kurgusu dünyanın
uçlarımdan tutup önce ikiye, sonra yine ikiye
katladıktan sonra siz, size göre en büyük çekmeceye
don diye koyun beni…
Vaftizim taptaze, endüljansım ıslak imzalı
Aziz Pederler locasında yerim tastamam garanti
ama yine de kıyak olsun diye onlara
Vatikan işi kutsal kasemi de getirmişken yanımda
nekesliğin âlemi yok! şarabı da onlara kösün bari…
bıyık altı gülüşümle Tanrı…
kutsasın beni, sen de kut!
püskümüş kruvaze kittelim ve ben, yürüyerek çıktık
Sinagogdan bozma bi’hamamdan.
zahmetsiz geliyorum, kittel de öyle
sağ olsun Haham Efendi keseledi sırtımı
bildiğin mis gibi korkuyorum, kittel için aynı şeyi söylemek zor
yakışamadım hiç dünyanıza yahut hayli dardı yerim
lakin vakit kaybetmeden daha fazla siz
asılarak kulaklarımdan aheste aheste,
yarıya kadar göndere çekin beni…
yıllık iznini kullanmış, tatilde şimdi
döner dönmez, hemen, alelacele
ve elemterefişkemgözlereşiş niyetiyle
üfler mi ki bana İmam Efendi?
iflah olmaz mizacımla Tanrı…
affetsin beni, sen de af!
– “Ve bir Tanpınar’ın ağlamak’çün bizi seçme ihtimali yüzdeye vurulabilir mi? “
ama gelin yine de siz, evet evet siz!
yani tam olarak kim diyen hepiniz
iplemezseniz beni, çok çok iyi edersiniz
ki ancak böyle bulabilir âdet; tam olarak yerini
vitrinlik abdestinizle tam ortopedik bi’çarmıha
baş aşağı gerin beni.
elde kehribar tespih, dudakta külü izmaritine denk cigara
geceden ağrı; ağrılı bi’sis gibi
siniyorum tülünüze, perdenize, yamalı örtünüze.
Ağlama duvarına sürtünsem de biraz
hâlâ temizim bence ve yeterince.
ve dahi “Töresin’ce” Tanrı…
korusun beni, sen de kor!
Mühim Not: Bi’çabadan fazlası değil. Zira, Oğuz bi’keresinde bana ” Töresin, içimizdeki şairleri öldürmüştür! ” demişti. Oğuz haklı. Oğuz çok haklı…
T.s.k,