İçeriğe geç

Psişik Mevzular 19, ” Yağmurun Sesine Bak, Sadece Sesine! “

İstanbullular’ın uzun zamandır biraz serinlemek adına dört gözle beklediği yağmur bugün sabah saatlerinden itibaren yere düştü. Keşke yağmur sadece isteyene düşse…

Yağmur denince aklıma, rahmet, bereket vs vs gelmez. Barajların doluluk oranı, ekinler, bostanlar, tarlalar, mahsûl falan da hiç umurumda değildir. Yağmur sadece ıslatır, o kadar. 250 liralık pabuçların bile içine sızarak çoraplarımı ıslatabilen, onca dikkatime rağmen pabuçlarımı ve paçalarımı çamura bulayan, sinir bozucu bi’şekilde alnımdan süzülerek sürekli burnumun ucunu rahatsız eden gıcık ıslaklığı (bana göre) nasıl sevebilirim ki? Temizlik falan derler ama ben buna da inanmam. Yağmur bir şehri asla yıkamaz ve pisliklerini temizlemez eğer öyle olsaydı garibanları değil, kelli felli totoşları görürdük haberlerde sıvanmış paçalarıyla ve ellerindeki kovalarla mağdur mağdur koşuştururken. Yani, gözümden kaçmış olabilir belki ama daha önce böyle bi’tabloyla karşılaşmadığımı biliyorum. Sonra dünya kadar öküz başlı antilobun araba kullandığı bir ülkede yol kenarında biriken sulardan korkmak diye bir kavram vardır ve o su her an herhangi bi’öküz başlı antilop tarafından üstüme boca edilebilir paranoyası ile yürümeye çalışmanın ne denli zor ve salakça olduğunu fark eden biri katiyen yağmuru sevemez. Sevemedim. Ayrıca yağmuru özel bi’yürüyüş için fırsat olarak gören ve seven tipler ve çiftler vardır; ama bu davranışlarına hiçbir mantıklı gerekçe bulamadığım için onlardan hiç olmadım, olamadım. Dolayısıyla yağmur fırsat olarak nasıl değerlendirilir hiç düşünmedim bile. Donuna kadar ıslanmış ve yapış yapışken ve en azından biraz da üşüyorken nasıl olur da ruhunu dinleyebilir, partnerine güzel sözler söyleyebilir insanlar gerçekten almıyor kıt aklım… “ Ne olabilir?” diyorum benim göremediğim, onların gördüğü? Ya diyorum kendi kendime, başka ve üstün bi’ruh halini yaşıyorlar ya da komşular alışverişte görsün hesabıyla, “ bakın ben böyle romantik, içli, duygusalımdır işte.” imajı için uğraşıyorlar, yoksa sadece filmlerde mi oluyor böyle şeyler, bilemiyorum… Her neyse psikoloji bilimi bu durum ile ilgilense iyi olur… Evet, şeksiz ve şüphesiz; psikoloji kesinlikle bir bilimdir…

Kısaca, bütünüyle duygusal, zaman zaman romantik biri olmama karşın! yağmuru altında yürürken değil evde miskin miskin yatarken, bizzat yağmuru değil yağmurun tatlı tatlı uyku telkin eden sesini sevenlerdenim. Eğer yazıyı toparlayıp cuk oturan nitelikte bi’sona bağlamak için iki üç kelam etmem iktiza etseydi (ki aslında hiç gerek yok); Erkin KORAY asla yanılmış olamaz derdim! ve sözü ona bırakırdım…

Gidiyorum, gelmek üzere…

T.s.k,

[pro-player width=’530′ height=’253′ type=’video’]http://www.youtube.com/watch?v=jnkwBi6IAl4[/pro-player]