İçeriğe geç

Küfür Meselesi-V

İki ayı geçkin süredir tam tamına dört farklı yazı ile Küfür Meselesi üzerine bir şeyler karalarken sinkaflı hiçbir kelime kullanmamak, edebî birikimden ziyade küfre yazıda yer vermeye götümüzün hâlâ yememesinden kaynaklanmaktadır. Ancak bu parça, en baştan belirteyim, artık perdenin yırtıldığı, yazı başlığının hakkının verildiği bir yazı olacağından, küfürden haz etmeyenlere tavsiye edilmemektedir. Bu cümleden sonra, küfrü yargılamayacak olanlar okumaya devam edebilir, yargılayacak olanlar ise şahsıma küfür etmeden ortalığa söverlerse sonunu getirebilirler. Tavsiye edilen, yazının okunmasının burada noktalanmasıdır ki; yanlışlıkla şahsıma küfür edilmesini istemem.

Küfür bu topluma gökten zembille inmedi. Bu derece yaratıcı ve geniş bir literatürünün olması tarihî bir arka planı olduğu gerçeğini gösterir bence. Bizim toplumumuz imamı dahi sövebilen bir toplumdur ve biz çocukken haram kılınan küfür, kâfirlikten türetilen küfürdür zannımca. Zaten kâfirliğin haram olduğunun söylenmesi mantıkla çeliştiğinden ancak ve ancak kötü söz söylemek İslam ehline yakışmayabilir, ancak sövmek küfür olarak addedilemez. Galat-ı meşhur diyelim biz buna, küfürden kastımız sövmektir başlı başına.

Ancak küfür, en başında ikiye ayrılır. İçten gelerek ve gayr-i ihtiyari edilen küfürler ile planlı edilen küfürler. İkincisi küfür değil terbiyesizliktir ve şiddetle cezalandırılmalıdır. Bunun ayrımını hemen yapayım ki; terbiyesiz ile terbiyeli adamın farkını hemen görebilelim. Mesela; kameralar karşısında, ‘hassiktir’ diyen Osman Baydemir, küfürbaz değil, terbiyesizdir. Bir kere küfrü bilinçli ve planlı etmiş, ikincisi ise bütün küfürbazların mutabık olduğu sövülmemesi gereken ve sövüldüğünde her türlü cezayı hak eden kutsallardan birisine sövmüştür. Gerçek küfürbaz –haşa-, devlete ve millete, dine ve diyanete, anaya ve bacıya asla sövmez, sövemez. Peki gerçek küfürbaz kimdir?

Şöyledir efendim: Şaşırdığı zaman ‘hassiktir’ diyen, hayatın cilvesi denk geldiğinde ‘siktir edebilen’, toplumca koyulmasında mutabık olunan adamın olmayan cinsel organına yeri geldiğinde koyabilen adamdır küfürbaz. Bizlerin vicdanıdır, kafası bozuk olduğunda konuşmasına es vermek için dahi küfür edebilen yürektir. Ve bir küfürbaz küfür ettiğinde bütün yürekler illaki soğumalı, hayat devam etmeli ve gerçekten de toplumca koyulmasında mutabık olunan adamın olmayan cinsel organına koyulduğunda, etraftaki herkes o adamın olmayan cinsel organına koyduğunun hazzını yaşamalıdır.

Küfürbazlığın otobiyografik geçmişine devam etmek üzere veda edelim. Unutmadan hatırlatalım, biz küfürbazlığa hızla ilerlerken ülke hızla özgürleşmekteydi, küfür etme alışkanlığını kazandığımız hızla…

(Üç noktanın hikâyesini bilenler bilmeyenlere anlatsın, bir anlam daha ihtiva ediyor elbet, yazı devam edecek. Baki muhabbetle…)