Kabına Sığmakta Hayli Zorlanan Asker’in Kabına Sığmakta Hayli Zorlanan Çocuğuyum…
Eğer babanız kabına sığmakta zorlanan bi!askerse; mecburi alışkanlıklarınız arasına göçebe yaşamanın icapları gibi bi’formaliteyi, hobilerinizin arasına ise koli arama tarama, nakliye firmalarını yakından tanıma ve hatta mümkünse o cenahtan bi’kaç arkadaş edinme aktivitelerini katmanız gerekir. Tayin ya da sürgünün kazanımlarıdır bunlar kısaca. Başka ve iyimser bi’anlatımla; değişim ve değişiklik diyebiliriz… Hayatının tamamını yahut önemli bi’bölümünü doğduğu yerde tamamlayanlar ile bizim gibilerin arasında belirgin farklar vardır… Misalen; hareketleriniz hızlı, bakışlarınız dikkatli, geçiş süreçleriniz kısa ve ağzınız iyi laf yapıyor ise değişim merkezli bir hayat yaşıyorsunuz demektir ki bu minvalden bakılınca dışarıdakiler tarafından değişime açık “değişik biri” olarak nitelendirilmeniz kulağa hiç değişik gelmez…
İlkokul çağlarından itibaren sürekli okul ve şehir değiştiren bi’çocuğun, yapılan her değişiklikle kalıp halini almış mevcut arkadaşlıklar ve ilişkiler ağı içerisinde yer edinebilmesinin zorlukları ve her okulda hatta her sınıfta bulunan haylaz çocukların ” Hoşgeldin evlat, burası benim çöplüğümdür” manasına gelen çocuksu ve hırçın karşılama törenleri ile karşılaşması kuvvetle muhtemeldir. Bu gibi durumlarda “ne çöplük, ne arkadaşlıklarınız, ne de ilişkiler ağınız umrumda değil zaten kalıcı da değilim; suya sabuna dokunmam arkadaş” deyip tercihinizi bu yönde kullanabilir ve onların insafıyla doğru orantılı bi’şekilde bir zaman sonra belki ve kısmen rahat edebilirsiniz. Yahut yekten ” Daha önce bu filmi seyretmişliğim çoktur dostlar! rahat olun, çöplüğünüze, arkadaşlıklarınıza ve ilişkiler ağınıza diktim gözümü, dik durun geliyorum…” deyip bedelini bi’kaç gereksiz itiş kakış ve veya küfür ile peşin peşin ödeyerek rahatlığınızı etrafınızdakilerin insafına bırakmadan kendi kendinize temin edebilirsiniz… Şu an oturma eylemini gerçekleştirdiğim hafif nemli bu koltukta aval aval hatıraları yoklarken kendi kendime tercihimi hep ikinciden yana kullandığımı ve bi’istisna dışında hep rahat ettiğimi fark ettim…
İSTİSNA
Sınıfa hocayla beraber girmiştim. Ne de olsa koskoca bi’astsubayın oğluydum ve babamın ilgili bi’baba olması aslını söylemek gerekirse sadece asker olması bile sınıf öğretmeninin benimle daha fazla ilgilenmesi için yeterli bi’sebepti o kasabanın şartlarında. Çok geçmeden bakışlarımı sıralara doğru çevirdiğimde bi’kaç gün içinde çoğuyla arkadaş, kimisiyle hiç muhatap dahi olmayacağım bi’sürü insan kafasının oluşturduğu Trakya sarısı gözlerimi doldurdu. Biri hariç.
O…