Dur, şurada akşamdan kalan yarım saatlik uykum var. Zehretme! Bilmiyorum o meseleleri. Gözlerimle girmişim derde, bir de sen üstüne, Tamam, ağlama, anlatırım bir perde. Önce kuşatır seni baştan aşağı karanlık, O kavramadan seni, tutmalısın nefesini. Korkularından vazgeçeceğin kadar uzun, Güven duyacağın kadar da zifiri. Sonra suyun intiharıdır, senin hayat sebebin, Düşen her yıldırım, rastlayacaktır bedenin, Üşüyüp, kuruyup mahçup olunca dilin, Kelimeler çürüyecek, dökülüp kum olacaklar. Berduş değilsin, baksana zincirine? Verilse kanatların, uçar mısın? Söyle! Şefkati yazma, sınama; belki varoluşuna sebep, Suyumuza karışmamalıydı, tek damla mürekkep. Merhametini dert etme, o hep şu dağın ardında, Kör olan sen değilsin, senden gayrı her nokta, İki gözünün arası, belki biraz daha yukarda, Esir almadan seni, teslim ol. Kıpırdama! Bilirsin, zamanı hapsedemez gizlersin. Sonra gölgelerini…