İçeriğe geç

Ay: Ocak 2021

Serencam (yahut Kekeme-VI)

“Sen anlamazsın tabii…” Hiç olmak istemediğim yerde, hiç olmak istemediğim biri değilken anlamamıştım, olmak istemediğim o yerin, olmak istemediğim o kişiden beni sakladığını. Kınadıklarımın, bir kader olarak bütün bir yaşamıma saniye saniye giydirildiği bu günlerde, yani “ama”lı, “fakat”lı, tevil üstüne teville yükselen bu kendimi kandırmalı günlerde anlamanın bir önemi kalmış mıydı? Neyi düzeltecektin? Bak, çocukken kulağına okunan şarkı, radyonun cızırtıları arasından kendine yol buldu ve çıktı geldi, geldi de alacağın ne kaldı ondan.    “Bitti” diyordu Serencam sürekli. Bazen kızıyordu da bana. Gerçeği görmemekle suçluyordu beni. Ömrü, kendisine yöneltilen bakışlardan sakınmakla geçen birisi için, hakikaten görmenin ne derece ıstıraplı bir iş olduğunu bilmeden. İlk başta vehim gibi gelmişti bu. Uykularımdan kalma kâbuslardan birer parça zannetmiştim Serencam’ın sesini.  Sonra “vesvesedir” diye…